SÜNNET : Niçin karşı çıkmalı?

FrançaisTürkçe

Her sünnet mutlaka acı çekme nedeni olmasa da, genel olarak sünnet tüm yaşam boyu
süren ağır acılara neden olabilir.

Droit au Corps (Beden Hakkı), gönüllü olmayan sünnetin terkedilmesi için çalışmaktadır. Zira sünnet, gerek ona maruz kalan kişi, onun cinsel eşi/eşleri veya sonradan pişmanlık duyan yakınlarının acı çekmesine neden olabilir. O kadar ki, sünnet derisinin hatta frenulumun, yani erkeğin duyarlı ve erojen bölgelerinin kaybının geri dönüşümü yoktur. Her zaman olduğu gibi, sünnet kurbanlarının başında çocuklar gelmektedir. 21. Yüzyılın başında, bunların sayısı yılda 13 milyondur.

  1. Sünnet derisinin kaybı
  2. Bebek için acı kaynağı
  3. Psikolojik etkiler
  4. Cinselliğe ilişkin sonuçlar
  5. Risk ve tıbbi sorunlar
  6. Tanık anlatımları
  7. Yeniden oluşturma (restorasyon) istemi
  8. Hukuki davalar
  9. Mağdurlara yardım hizmetleri
  10. Dünya çapında harekete geçme

1. Sünnet derisinin kaybı

a. Sünnet derisi, deri, müköz tabaka, sinirler, kan damarları ve kas liflerinden oluşur.

b. Yetişkinlerde sünnet derisinin boyu : Penis derisinin %50’si, duyarlı dokunun %80’e varan bölümü ve 100 cm2’ye ulaşabilen bir penis yüzeyi.

c. Koruyucu fonksiyon : Sünnet derisi penis başını ve idrar deliğini korur, penis başının nemli kalmasını sağlar. Sünnet derisindeki yüksek kan dolaşımı fagosit hücreler taşır ve böylece enfeksiyonları önler.

d. Sünnet derisi penisin en temel duyarlı parçasıdır.

2. Bebek için acı kaynağı

a. Sünnet aşırı derecede acı verir : Kullanılan ağrı kesici araç-gereçler acıyı ortadan kaldırmak için yeterli değildir ve acı günlerce sürebilir. Genel anestezi bu yaşta çok riskli olduğu için önerilmez.

b. Sünnet, hassas bir yaş olan bebeklikte çok önemli travmaya sebep olur. Bu travma, kişinin sinir sistemi ve kişisel gelişimi üzerinde uzun süreli hatta kalıcı olumsuz etkiler bırakabilir.

c. Amerika Birleşik Devletleri’nde yeni doğan bebekler ya hiçbir ağrı kesici kullanılmadan ya da yetersiz araç ve yöntemlerle sünnet edilmektedir. 1979 Yılında, Amerikan hastanelerinde doğumu takiben yapılan sünnet oranı %64,5 (hastane dışında yapılanlarla tahminen %80) iken bu oran 2010 yılında %58,3’tür.

3. Psikolojik etkiler

a. Travma sonrası stres bozukluğu riski

b. Genç ve yetişkin bazı kişiler sünnete bağlı olarak olumsuz duygulara sahip olurlar : Kendisinden bir parça eksilmiş duyumu, kendisine daha az güvenme, başkalarını sorumlu tutma, öfke, depresif durum, penisin görünümüne bağlı utanma, v.b.

c. Çocuk yaşta yani kendi onayı alınmadan sünnet edilen bazı erkekler istismara ve tacize uğradıkları, sakat bırakıldıkları duygusunu taşımaktadırlar.

4. Cinsellik üzerine etkileri

a. Özellikle stria bandı ve duyarlı doku kaybı : Penisin cinsel gücü üzerinde yıkıcı etki

b. Penis ucunda önemli ölçüde duyarlılık kaybı.

c. Sünnet derisinin açılma/kayma işlevini kaybetmesi :

i. Bu işleve bağlı uyarılma kaybı,
ii. Mastürbasyon : Daha zor olur. Bunu gidermek için, önemli sayıda kişi kayganlaştırıcı (örneğin, tükürük) kullanmak zorundadır.
iii. Cinsel birleşme sırasında eşler üzerindeki sonuçlar : Daha fazla rahatsızlık riski ve daha düşük cinsel tatmin.

d. Orgazm : Erkek ve parteneri için orgazma ulaşma güçlüğünün daha sık olması, daha sert sevişme ihtiyacı ve bunun kadın için acı veren bir durum yaratması.

e. Erkekte ağrı riski :

i. Penisin uzaması için gerekli derinin olmamasına bağlı olarak sertleşme (ereksiyon) sırasında,
ii. Boşalma sonrası ağrı
iii. Yara izi ve büyüme çıkıntılarına bağlı ağrılar

5. Risk ve beklenmeyen durumlar

a. Cerrahi kazalar : Frenulumun kesilmesi, idrar kanalı fistülü, penis başının veya penisin yaralanması, tamamen kesilmesi veya nekroz (gangren) olması.

b. Ani, orta ve uzun vadeli rahatsızlıklar :

i. Ani : Kanama, enfeksiyon ve diğerleri
ii. Ameliyat sonrası : İdrar tutma sorunu, üretra yüzey doku kaybı ve daralma, idrar yolu enfeksiyonu, sünnet sonrası fimozis (sünnet derisi darlığı), deride yapışma ve birleşme, gizli penis, penis bükülmesi ve diğerleri
iii. Orta ve uzun vadeli : Sünnet mükerrer hatta sonuç vermeyen onarma-düzeltme amaçlı ameliyatlar gerektirebilir.

c. Ölüm : Sadece ABD’de, yılda 100 – 200 arası ölüm. Bu sayı gerçekte daha yüksektir (Dünyanın başka yerlerinde konuya ilişkin istatistikler mevcut değildir).

6. Tanık anlatımları

a. Çocuk yaşta ve yetişkinlikte sünnete maruz kalanların, sünnet öncesi ve sonrası uğradıkları zararları karşılaştırma olanağı tanıyan anlatımları.

b. Kadın veya erkek cinsel eşlerin veya pişmanlık içindeki yakınlarının tanıklıkları.

7. Yeniden oluşturma (restorasyon) istemi

a. Sünnet derisinin yeniden oluşturulması : Uzun ve zahmetlidir. Bu işlem belirgin bir iyileştirme sağlayabilir ama doğal halini geri getirmez.

b. Sünnet derisinin yeniden canlandırılması : Foregen (Amerikan-İtalyan kuruluşu) sünnet derisi hücre ekimi maliyetinin 10’000 dolar olduğunu tahmin etmektedir.

8. Hukuki davalar

a. Doğrudan mağdurlar tarafından : Örnek; bir Fransız, 2016 yılında yetişkin iken kendisini sünnet eden bir cerraha karşı açtığı davayı kazandı ve bu doktor 32’000 avro tazminat ödemeye mahkûm edildi.

b. Çocuğun yararını korumakla görevli sorumlular tarafından : (İsrail’de Elinor ve Chase davaları, ABD’de Boldt davası)

c. Almanya Köln Yüksek Mahkemesinin 2012 yılında verdiği karar : « Bir çocuğun vücudu kalıcı ve geri döndürülemez biçimde sünnet yoluyla değişikliğe uğratılmıştır […] Bu değişiklik, dini aidiyetini ileride kendisi kararlaştıracak olan çocuğun menfaatine aykırıdır ».

9. Mağdurlara yardım hizmetleri

a. Psikolojik tedavi desteği : Profesyoneller tarafından veya konuşma grupları şeklinde (örnek, Stop Circoncision / Sünnete Dur tartışma grubu).

b. Cinsel tedavi desteği : Sünnete bağlı cinsel bozukluk uzmanlarının konuya eğilmeleri sadece 21. yüzyılın başında başladı. SFSC ve ASCliF kuruluşlarının 2016 yılındaki girişimleri buna örnek gösterilebilir.

c. Üroloji : Tamir edici terapi istemleri

d. Hukuk : Tazminat istemleri, yakın akrabaların sünnet edilmesinin engellenmesi

10. Dünya çapında harekete geçme

a. Yıl 1985, ABD’de NOCIRC Derneğinin kuruluşu, sünnet geleneğinin güçlü olduğu İsrail dahil dünyanın birçok ülkesinin bunu takip etmesi.

b. 2010 Yılından itibaren, başta sağlık sektörü olmak üzere, çocuklara dayatılan ve tedavi amaçlı olmayan sünnete karşı çıkan kuruluşların artması.

c. 2010 Yılından itibaren, kadınlarda cinsel mütilasyona karşı çıkan GAMS‐Belgique, Terre des femmes, Tabu e.V., Stratégies Concertées MGF gibi öncü kuruluşların erkek sünnetini de sorgulayan girişimleri.

d. Sünnete karşı alternatif törenlerin gerçekleştirilmesi : Brit Shalom (Sünnetsiz Vaftiz) 2017 yılında yaklaşık 240 din görevlisi tarafından gerçekleştirilmiştir. 2016 Yılında benzer bir girişim Frankofoni dünyasında da başlamıştır : Brit Shalom l’Alliance sans Souffrance

e. 2106 Yılından itibaren, Afrika’da OMS ve ONUSIDA gözetimi altında VIH/SIDA hastalığı ile mücadele için düzenlenen toplu sünnet programı VMMC Experience Project tarafından eleştirildi. Buna ilişkin tanıklıklar sünnet olanların kendi özgür iradeleriyle ve konuyu bilerek sünnet olmayı kabul etmediklerini ortaya koydu. O kadar ki, gönüllülük ve özgür iradeye dayalı olduğu söylenen ve “Voluntary” Medical Male Circumcision adı verilen program yeni doğan bebeklerin de sünnet edilmesini öneriyordu.

Sonuç

İnsanoğlunun binlerce yıldır önlenebilir bunca acıyı kendi kendine dayatması nasıl açıklanabilir? Ortaya çıkışındaki nedenler günümüzde geçerli olmadığı ve unutulduğu halde kültürel sürekliliğin olağandışı süredurum (sinerji) gücüdür bu. Böylesi bir geleneğin kökü, günümüzde cinsel mütilasyon olarak nitelendirilen, Yahudilik ve İslam öncesi dönemlere ait, sihirli ve üreme gücünü artırdığı varsayılan uygulamalara dayanır.

Her birey, bu bilgileri yayarak sünnetin yarattığı acıların sona ermesine katkıda bulunabilir. İnsanlığın, çocuklara ve sonrasının yetişkinlerine dayatılan acıları sona erdirmesi olanaksız değildir. Çin’de bin yıl boyunca uygulanan ve sakat bırakan ayak bağlama geleneğinin terkedilmiş olması buna örnektir.

Not

1. Derneğin vizyonu : “Dernek her türlü cinsel mütilasyonun sona erdirilmesini amaçlamaktadır. (Kadın, erkek, transseksüel, interseksüel kişiler üzerinde kesme (eksizyon), sünnet, ve diğerleri). Yani hedef, özgür iradeye ve bilinçli kabule dayanmayan ve tıbbi gereklilik olmadan kişi üzerinde gerçekleştirilen organ değişikliklerini sona erdirmektir. Droit au Corps (Beden Hakkı derneği) öncelikli olarak, kamuda fazla tartışılmayan sünnet konusunu ele almaktadır.